Psikolog Randevu

Randevu almak için lütfen formu doldurun.

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Hiperaktivite, normalden daha fazla hareketlilik veya anormal derecede aktif olma durumunu ifade eder. Başka bir deyişle kişinin kendini kontrol etmekte zorlandığı bir psikolojik durumdur. Bu durumlar dikkat eksikliği ve hiperaktivite (DEHB)  gibi nörogelişimsel bozuklukların bir belirtisi olabilir. Bu durumlarda dikkatlerini odaklamada, dürtüselliklerini kontrol etmede ve fiziksellerini geliştirmekte zorlandıkları gözlemlenmiştir. DEHB genellikle çocuklarda görülen ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.
DEHB çocuklardaki davranış farklılığına bağlı olarak farklı şekillerde hareket etmesine neden olabilir. Örneğin; hiperaktiviteye bağlı olarak sosyal ilişki kurmakta güçlük çekebilirler. Arkadaş edinememe gibi durumlar söz konusu olabilir. DEHB’e sahip olan çocuklar, diğer çocuklara göre daha fazla enerjiye sahip olabilirler. Diğer çocuklara kıyasla konsantrasyon kurmada güçlük çekebilirler. Olaylara karşı herkesten daha farklı tepki verdikleri gözlemlenmiştir. Öğretmen tarafından sorulan sorulara parmak kaldırmadan cevap verebilirler. Dikkatlerini toplamada güçlük çektikleri ve dikkatleri çok kolay bir şekilde dağıldığı için unutkanlık söz konusu olabilir. Fazla hayal kurma eğilimindedirler. Eşyalarını sık sık kaybedebilir ve verilen ödevleri yapmakta zorluk yaşayabilirler. Fark etmeden çok konuşma ve konuşanın sözünü kesme gibi davranışlar sergileyebilirler. Bu tür davranışları arada sırada yapan çocuklar da olabilir. Bu davranışları çok sık göstermeyen çocuklar hiperaktivitesi olan çocuklarla karıştırılmamalıdır. Hiperaktiviteye sahip olan çocuklarda bu davranışlar çok sık ve sürekli olarak gözlemlenmektedir. Bu tür durumlar gerek okul hayatında gerekse ev hayatında pek çok olumsuzluklara sebep olabilmektedir. DEHB görülen çocuklar agresif, mutsuz, öfkeli ve kaygılı duygu durum hali içindedir . Fakat unutulmaması gerekir ki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu  uzman kişilerden destek alınarak tedavi edilmesi mümkün bir rahatsızlıktır.
DEHB görülen çocuklarda genellikle sabit hareket, öfkeli ve saldırgan davranışlar, dürtüsel davranışlar ve dikkat dağınıklığı gözlemlenmektedir. DEHB bir çocuğun doğuştan sahip olduğu bir rahatsızlıktır. Başkasından bulaşmaz veya grip gibi başkalarına bulaşmaz.  Çocuğun ebeveynlerinde DEHB varsa DEHB ile doğma ihtimali daha yüksektir.


Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite(DEHP) Bozukluğu Nedir?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocukların normalden farklı davranışlar göstermesine neden olabilir. DEHB olan çocuklardan bazıları hala sıralarında otururken sorun yaşayabilir. Diğer çocuklara fırsat bırakmadan ve söz hakkı almadan doğru bulduğu cevabı söyleyebilirler. Zaman zaman düzensiz, dikkat dağıtan ve unutkan olabilirler. Hayal kurma sıkça görülen bir davranıştır. Eşyalarını sık sık kaybedebilir ve verilen ödevleri yapmakta zorluk yaşayabilirler. Sürekli hareket halindedirler. Çok konuşur hatta başkalarının sözünü kesebilirler. Fakat unutulmamalıdır ki her çocuk bu davranışları arada sırada sergileyebilir ve bu DEHB olduğu anlamına gelmez. DEHB olan çocuklarda bu davranışlar daha sık ve süreklidir. Evde ve okulda sorun yaşamalarına neden olmaktadır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite görülen çocuklarda öfke problemleri, üzüntü ve kaygı gibi durumlara sıkça rastlanmaktadır.
Gerek ebeveynler gerekse öğretmenler çocukta DEHB olduğundan şüpheleniyorlarsa ilk olarak bir doktora başvurmalıdır. Doktor daha sonra gerekirse psikolog veya psikiyatrist gibi uzmanlara yönlendirmektedir. Günümüzde dikkatini toplamakta zorlanan, gündelik yaşamında düzensiz olan ve dürtüsel davranışları olan çocuklara çoğunlukla hiperaktivite teşhisi konulmaktadır. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği hakkında da çokça yazılar yazılıp çiziliyor. Tedavide ise sıkça önerilen ilaç kullanımı tartışılan bir konu. Fakat dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı ve tedavisi bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gereken bir konudur. İlaç tedavisi ise en son çare olarak düşünülmelidir.


Tedavi Yöntemleri

Boşaltılamayan duygular;
Yapılan araştırmalar hiperaktivitesi olan çocukların sadece %5’inin nörolojik bir problemden kaynaklandığını söylemektedir. Hiperaktivitenin yaşamı olumsuz etkileyen ve acı veren duyguların doğru ifade edilip boşaltılmamasından kaynaklandığı belirtiliyor. Yaşadığımız toplumda doğduğundan itibaren ağlamayan bebekleri mutlu, bebeğini susturmayı çabuk başaran anneleri ise başarılı olarak görme gibi doğru olmayan kanılar var. Oysaki gerektiğinde ağlamak ve gülmek kendini sözlü olarak ifade edemeyen bebekler için duygularını boşaltmanın bir yoludur. Fakat bebeğin ağlaması ebeveynler için zor bir durum olarak algılandığı için bebek hemen kucağa alınıp pışpışlanmaya, meme ve emzik verilerek susturulmaya çalışılıyor. Bunun sonucunda da bebek olumsuz bir duygu durum yaşamak üzereyken  susturulmaya ve duygularının bastırılmasına alışıyor ve parmak emmeye meyilli hale geliyor. 


Bebeğinizin ağlamasına izin verin;

Duygularını rahat bir şekilde ifade edemeyen bebekler karşılaştıkları acı bir durum karşısında nasıl tepki vereceklerini bilemiyorlar. Ve bunun sonucunda aşırı hareketlilik duygularını kontrol altına almanın bir yolu haline geliyor. Bebeğin ağlama durumunu ortadan kaldırmak için başvurulan sallamak ya da hoplatmak gibi yöntemler, duygularını yaşamada yarım kalmışlık hissi uyandıracağından yanlış bir yöntemdir.


Duygularını ifade etmesine destek olun;

Çocukta hiperaktivite olması tabii ki sizin kötü bir ebeveyn olduğunuz anlamına gelmez. Ancak ebeveynlerin çocuğun hangi duygu durumu olursa olsun kendilerini ifade etmelerini sağlaması gerekiyor.

Psikolog Nazmiye Nur Yorulmaz